Sokak
Savaşı Yılları*
kitabında Tarık Ali, ‘devrim’e dair yaşadığı hayal kırıklığını şu cümlelerle
özetler: “Ben değil, devrim geri çekildi.” Uygarlık denilen illet:
Siyasi ve ahlaki çöküşten başka bir şey değildir. İşte bu ‘konum’/‘durum’un
kendisi açık ve net: Aynılık, sıradanlaşma, -Ahmet Hamdi Tanpınar’ın bahsettiği
anlamda- hayatın kompartımanlaşması, kitsch, statüko vs. vs…
Popüler
kültür ve O’nun nesnesine dön(üş)müş bireyin, bir arayışı kalmadı. Şeyla
Benhabib’e göre, “Birey denen ‘varlık’ artık tükenişin kollarında can
çekişiyor.” Umut, hayal etme, özgürlük, mücadele gibi kavramların çok uzağında
bir yüzyıl ve gündelik hayat var. Sorular soruluyor ama yanıt(lar) aranmıyor.
Nesne’nin kendisi, sorun’un parçası olmuş durumda. Bilginin uzağında teknik
(teknisyen) bir ‘kuşak’ yetişiyor. Hatta yetişti bile. İşte o kuşak artık
‘piyasa’nın belirleyici noktalarında hayata ‘yön ver-ebil-me’ gibi bir
edilgenliğin içinde karar mercine yakın bir noktada duruyor.
Bilgisizliğin/yeteneksizliğin/hayal kurmamanın dahası yeteneksizliğin iktidarı
(mediokrasi) ve onun dünyaları böyle böyle kuruluyor. O halka yavaş yavaş
genişleyip hayatlarımız içerisine doğru cilalanmış
dizi/reklam/müzik/resim/sinemalarıyla sızmaya devam ediyor.
Salvatores’in
Nirvana filminde anlattığı dünya, günledik hayatın rutin’ini olmaya
başladı. Kimselerin bir hakikat projesi artık yok. Bizler, (biz dediğim birkaç
kişi); suya yazı yazıyoruz aslında. Belki kalır diye…
Liberta Albümüne Giriş ya da Sular Yükseliyor
Şerwan
Hameran, ‘biz’ dediğim birkaç kişiden biri. Yeraltı müzisyeni. Ben, Şerwan’ın
müziğini Victor Hugo’un kahramanı Jean Valjan’a benzetiyorum biraz. Hani şu Paris’in
gizli geçitlerinde intikam almak için gün sayan adamın hayatına…
Kısa
kestirme yollardan gidelim: Hameran’ın müziği yanıt aramıyor. Yukarıda ana
hatlarıyla bahsettiğim hayatı değersizleştiren akılsızlığın/ahlaksızlığın
karşısında durup ‘özgür insan’a kendinin ne olduğunu hatırlatıyor. Popüler
olmanın kodlarını kullanmıyor. Sıradanlaşmaya itiraz ediyor Şerwan Hameran.
Tekrar söyleyeyim; Şerwan’ın müziği (müzik anlayışı/tarzı) yanıt aramama
üzerine kurulu bir müzik. Çünkü yanıtlar, Hameran’ın müziğini ilgilendirmiyor.
Şerwan
Hameran’ın albümünü** dinlediğimde kendi kendime sorduğum sorular şunlardı:
1- ‘Görüntü’ ve ‘söz kirliliği’nin içinde bu
albüm neden yapılmış?
2- ‘Liberta’ albümün derdi ne? Neyi
değiştirmek için yol’a çıkmış? Hangi yollardan yürüyor? Menzili ne?
Bu
iki soruyu sordum kendime. Yanıtını Jorge Semprun’un o sarsıcı söz’ünde buldum:
“Barikatlar sokakları tıkıyor ama perspektifleri açıyor.” Şerwan’ın
müziği -Liberta albümü- bunu yapıyor. Gnostiklerin söylemiyle dünyanın
adaletsiz bir yer olduğu ve bu dünyanın yaşanacak dünyalar içinde en kötüsü
olduğunu söylüyor. Liberta albümü ‘kıymetli’ yapan en fiyakalı
duruşlardan biri bu.
“Yetimlerin ve Devrimcilerin İntikam
Aşkı” diye Bir Şey Var… Ya da Yeryüzü Daralıyor
Can
dostum Murat Uyurkulak bir yerlerde yazmıştı: “Yeryüzünü yetimlerin ve
devrimcilerin intikam aşkı değiştirebilir.” Şerwan Hameran işte o yetimler ve
devrimcileri yakan intikam aşkıyla yol’a çıkmış. Peşinen söyleyeyim; menzili
uzun, yol’u çok açık. Çünkü Liberta albümü kazananların masasında
oturmuyor. Onların dil’ini kullanmıyor. Kalemini kırıp yazanları muhatap
almıyor.
Şerwan
Hameran albüm yapmak için yol’a çıkan bir müzisyen değil. Popüler olan müzikle
kendi müziği arasındaki en belirgin fark bu. Hameran, Liberta albümünde
heyecanının hayattaki karşılığı arıyor. Liberta, albünün hayal ettiği
bir dünya var. O dünya yukarıda bahsettiğim ‘biz’ dediğim hala hayal kurabilen,
umutlu insanların dünyasına sesleniyor. İşte ‘biz’ o dünyayı zaten karşılıksız
sevdik.
Yeryüzü
daralıyor.’ ‘Yeni duyarlılık’lara ihtiyacımız var. Yoksa bu topraklar
kuruyacak! Nefes alamayacağız. Liberta yaşadığı hayatı coşkulu düşlerle
bir serüvene dönüştürmek için yola çıkmış bir albüm.
Uzun
uzun konuşmak çok yersiz: Şerwan Hameran müziği iki şey söylüyor: Birincisi;
değerlerini yitirmiş bir toplumda popüler olmak onur kırıcıdır. İkincisi; Her
şey çok açık ve çok net: BİZ BİZİZ, ONLAR DA ONLARDIR.
*Sokak Savaşı Yılları- Tarık Ali,
İletişim Yay., Çev. Osman Yener, sy. 359, 1995
**Albümden parçaları dinlemek için hem de daha
fazla bilgi için www.hameran.net
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder